Okan Buruk’tan Jose Mourinho’ya Sert Sözler: “Kendini Hoca Olarak Geliştirmedi”
Galatasaray teknik direktörü Okan Buruk, eski rakibi Jose Mourinho hakkında bugüne kadarki en sert değerlendirmelerden birini yaptı. Türk teknik adam, futbol dünyasının efsanevi isimlerinden biri olarak kabul edilen Portekizli hocanın modern futbola ayak uyduramadığını ve artık eskisi kadar yoğunluk ve keskinlik sergileyemediğini açıkça dile getirdi.
The Athletic’e verdiği geniş kapsamlı röportajda 51 yaşındaki Buruk, Galatasaray’ın başında elde ettiği son başarıları ve özellikle geçen sezon Mourinho’nun çalıştırdığı Fenerbahçe’yi geride bırakarak kazanılan Süper Lig şampiyonluğunu değerlendirdi. Açık sözlülüğüyle bilinen Buruk, 62 yaşındaki Mourinho ile kendisini kıyaslarken geri adım atmadı. Mourinho, İstanbul’daki sancılı sezonunun ardından Portekiz devi Benfica’nın başına geçmişti.
Buruk ve Mourinho: Sezonu Tanımlayan Rekabet
2024-25 sezonunda Buruk ile Mourinho arasındaki rekabet, sadece saha içinde değil saha dışında da ateşli geçti. Başlangıçta bir şampiyonluk yarışı olarak görülen mücadele kısa sürede kişisel bir husumete dönüştü ve Türk futbolunun son yıllarda gördüğü en sert teknik direktör kapışmalarından birine sahne oldu.
Kırılma noktası, Şubat 2025’te oynanan lig maçında geldi. Mourinho, Galatasaray yedek kulübesinin hareketli tavırlarını eleştirirken onları “maymun gibi zıplıyorlar” diyerek suçladı. Irkçı bir ifade olarak değerlendirilen bu sözler Türkiye’de büyük tepki topladı. Galatasaray resmi şikâyette bulundu ve Mourinho, Türkiye Futbol Federasyonu tarafından 4 maç ceza aldı. Portekizli hoca iftiraya uğradığını öne sürerek dava açtı ancak itibarına verilen zarar çoktan kalıcı olmuştu.
Gerginlik Nisan ayında Türkiye Kupası çeyrek finalinde doruğa ulaştı. Galatasaray’ın 2-1 kazandığı maç sonrası el sıkışma sırasında Mourinho, Buruk’un burnunu alaycı bir şekilde sıktı. Bu hareket saha kenarında kaosa yol açtı, yedek kulübeleri karıştı ve üç kırmızı kart çıktı. Yere düşerek yüzünü tutan Buruk sonrasında tepkisini “abarttığını” kabul etti. Ancak Fenerbahçe, Buruk’u “vurulmuş gibi davranmakla” suçladı.
O tek an, aslında iki teknik adamın kısa süren ama yoğun geçen rekabetini özetliyordu: Mourinho’nun provokatif tavırları ile Buruk’un hem takımını hem de kendi duruşunu savunma kararlılığı.
Buruk’un Zafer İlanı: “Ondan Daha İyiydim”
Buruk için rekabetin sonucu belliydi. Galatasaray, Mourinho’nun Fenerbahçe’sine karşı üç maçta yenilgi görmedi, iki galibiyet ve bir beraberlik aldı. Daha da önemlisi, Aslanlar bir kez daha Süper Lig şampiyonluğunu kazanarak üst üste üçüncü kez mutlu sona ulaştı. Mourinho’nun ekibi ise kupasız kapattı.
Kampanyayı değerlendiren Buruk, sözlerini esirgemedi:
“Jose sadece saha içinde oynamıyor. O, saha dışında da oyun oynamak istiyor. Çok şey denedi ama sonunda biz ondan daha iyiydik. Ben ondan daha iyiydim. Şampiyonluğu onun karşısında kazandık.”
Eski milli futbolcuya göre Mourinho’nun ünlü “zihin oyunlarına” karşı koyabilmek, saha içindeki taktiksel savaşları kazanmak kadar önemliydi. Bu zafer, yalnızca Galatasaray’ın Fenerbahçe’ye üstünlüğü değil, aynı zamanda futbol tarihinin en başarılı hocalarından birine karşı kişisel bir zaferdi.
Mourinho’nun Yöntemlerine Sert Eleştiri
Buruk’un eleştirileri sadece kişisel rekabetle sınırlı değildi. Portekizli hocanın artık eskisi gibi keskin olmadığını, futbolun gelişimine ayak uyduramadığını vurguladı.
“Eskisi kadar odaklı değil. Futbolu önceden düşündüğü gibi düşünmüyor. Hiçbir zaman tarzını değiştirmedi. Çok önemli bir karakter, çok önemli bir karizması var ama futbol açısından her yıl kendimizi geliştirmemiz gerekiyor. Belki de onun sorunu, kendini hoca olarak geliştirmemiş olmasıdır.”
Bu yorum, Mourinho’nun mirasına ağır bir darbe niteliğindeydi. Kariyerini taktiksel yenilik, detaylı hazırlık ve psikolojik oyunlar üzerine inşa eden Mourinho, Buruk’un gözünde artık geçmişte kalmış, yöntemlerini yenilemeyen bir teknik direktör olarak betimlendi.
Eleştiriler yeni değildi. Son yıllarda futbolun yüksek tempolu pres, esnek pozisyon oyunları ve veri analizine dayalı yeni yaklaşımına karşın Mourinho’nun hâlâ katı pragmatizmine bağlı kaldığı sıkça dile getiriliyordu. 2000’ler ve 2010’ların başında ona büyük başarılar getiren bu tarz, Manchester United, Tottenham ve son olarak Fenerbahçe’deki zor dönemlerle birlikte sık sık sorgulanmaya başlandı.
Galatasaray’ın Yerel Hakimiyeti ve Avrupa Hedefleri
Mourinho yeni bir başarısız kampanyayı geride bırakırken Buruk kariyerinin zirvesini yaşıyor. Onun yönetiminde Galatasaray, Türkiye’de adeta mutlak bir üstünlük kurdu. 2023-24 sezonunda elde edilen 102 puanlık rekor, kulübün ligdeki tarihini yeniden yazdı.
Geçen sezon kazanılan ve özellikle Mourinho’nun Fenerbahçe’si karşısında gelen şampiyonluk, Buruk’un gücünü daha da pekiştirdi. Ancak Türk hoca için hedefler bununla sınırlı değil. Uzun süredir Avrupa’da başarıya hasret olan Türk futbolunu yeniden vitrine çıkarmak isteyen Buruk, 2000’de oyuncu olarak yaşadığı UEFA Kupası zaferini teknik adam olarak tekrar etmeyi hayal ediyor.
Yönetim, bu doğrultuda büyük yatırım yaptı. Yaz transfer döneminde Leroy Sane ve Ilkay Gündoğan gibi yıldızlar İstanbul’a getirildi. Napoli’den Victor Osimhen’in bonservisiyle alınması ise Türk futbolunda ender görülen bir gövde gösterisi oldu.
“Hayalimiz, Galatasaray’ı yeniden Avrupa’nın en üst seviyesine taşımak. Türk takımlarının en büyük kulüplerle rekabet edebileceğini göstermek istiyoruz.” dedi Buruk.
Avrupa Sınavı: Ölüm Grubu
Galatasaray’ın yeni sezon Şampiyonlar Ligi serüveni ise en zorlu sınavlardan biri olacak. Kura sonucu Liverpool, Atletico Madrid ve Manchester City ile aynı gruba düştüler.
Buruk, bu meydan okumayı hem kendisi hem de takımı için bir fırsat olarak görüyor. Uzun süredir Premier Lig’de bir gün takım çalıştırma isteğini dile getiren Buruk için Avrupa’daki performans, Avrupa’nın dev kulüplerine adını daha güçlü duyurmak adına kritik.
“Bu, kendimi en iyiler karşısında ispatlama şansı. Guardiola, Klopp, Simeone ile oynadığınızda en üst seviyede kendinizi ölçüyorsunuz. Bu bizim için büyük bir motivasyon.” dedi.
Mourinho’nun Benfica’daki Yeni Sayfası
Buruk Avrupa devleriyle kozlarını paylaşmaya hazırlanırken, Mourinho kendi ülkesine dönüş yaptı. Yaz aylarında Benfica’nın başına geçen Portekizli hoca, Lizbon devini Avrupa’nın zirvesine döndürmekle görevlendirildi. Kura, Mourinho’ya kariyerinde dünya çapında ün kazandığı Chelsea ile yeniden karşılaşma fırsatı sundu.
Mourinho için bu görev hem bir eve dönüş hem de elit seviyede kendini yeniden ispatlama fırsatı olabilir. Ancak Buruk’un sert yorumları, Portekizli hocanın üzerindeki baskıyı daha da artırıyor. Artık kendisini yeniden keşfetmediği sürece futbolun onu geride bırakacağına dair algı büyüyor.
Buruk ve Mourinho: Zıt Yönlerde İlerleyen Kariyerler
İki hocanın gidişatları aslında futbolun daha geniş bir tablosunu yansıtıyor. Buruk, yeniliklere açık, uyum sağlayan ve başarıyı zorluklara rağmen yakalayan modern bir teknik adam imajı çiziyor. Mourinho ise bir zamanların “yenilik ustası” iken şimdi durağanlık ve gerileme eleştirileriyle mücadele ediyor.
Türkiye’deki rekabetleri sadece bir sezon sürdü, ancak etkisi çok daha geniş hissedildi. Buruk için Mourinho’yu yenmek, yöntemlerinin doğruluğunu kanıtlayan kariyerinin dönüm noktası oldu. Mourinho içinse bu süreç, büyük isimlerin bile futboldaki değişime ayak uydurmak zorunda olduğunu hatırlatan acı bir ders niteliğinde.
Sonuç: Türk Futbolunda Yeni Bir Dönem mi?
Buruk’un açık sözlü yorumları Mourinho’yu incitebilir, ancak aynı zamanda Türk futbolunda özgüvenin artışını da gösteriyor. Artık yalnızca yerel başarılarla yetinmeyen kulüpler, Avrupa sahnesinde de iddialı bir oyuncu olmak istiyor.
Galatasaray, deneyimli bir hoca, hırslı bir vizyon ve yıldızlarla dolu kadrosuyla bu atağın öncüsü konumunda. Avrupa devleriyle kozlarını paylaşmaya hazırlanan Buruk yükselişini sürdürüyor. Mourinho ise Lizbon’da yeni bir mücadeleye atılırken, futbol dünyası onun yeniden doğup doğamayacağını merak ediyor.
Buruk’un sözleri doğruysa, bu rekabet henüz bitmedi. Sadece ara verilmiş olabilir—Avrupa’nın en büyük sahnesinde yeni bir bölüm yazılmayı bekliyor.